Güzel olan hayaller midir yoksa hayal kurmana sebep olan insan mıdır?
Dünyaya geldiğin ilk andan itibaren hayal kurmaya başlamamış olsan bile hayatı anlamaya ve kendini çözemeye adım attığın an hayallerle tanışmaya başladığına inanırım. Yaşın kaç olursa olsun bir insanın ne zaman gözleri boş bir yere bakıp dalsa işte o zaman hayallerine birkaç saniyede adım attığını düşünürüm. Hayaller insanı rahatlattığı kadar bir o kadarda acımasızdır. Kendini bir anda düşüncelerin içinde bulursun. Hele öyle bir içine çeker ki gerçekten koparsın ve çıkmak istemezsin. Fakat dünyada bir o kadar gaddardır ki hayallerinin en can alıcı yerinde söküp alır seni. Boşluğa düşersin birkaç saniye. İşte o boşluğa düştüğün vakit sorgulamaya başlarsın her şeyi. Neden dersin? Niye böyle deyip aklına gelebilecek tonlarca soruları sıralarsın kendine ve yaşadığın hayata. Soruları hiçbir zaman gerçek cevapları duymak için sormazsın. Sadece o anki öfkeni kusarsın. Oturduğun yerden kalkar gerçek hayata sürüklendiğin sırada sorularını hayallerini kurduğun o yerde bırakır arkanı dönersin.