‘Zamanını doldurup kayıp gitmekte olan yıldızı durduramazsın. O anda yapacağın tek akıllı şey dilek dilemek ve dileğinin gerçekleşmesini beklemek.’
Zaman, durmayı bilmeyen ve akmaya devam eden bir nehir gibidir. Önüne taş dahi dizmiş olsan bir delik bulur yine akmaya devam eder. Sen durması için ne kadar cebelleşirsen bir o kadar kendini kaybedersin. Ya akışa bırakırsın kendini ya da boş bir inat uğruna savaştığın bu çabada ölürsün. Başka seçenek yoktur. Kazanan hep ‘ zamandır.’
Zordur, kendini o nehrin akışına bırakıp sonucunu bilmeden seni sürüklemesine izin vermek. Hele ki güven ve inancının kanatları yeni kırılmışsa. Bu yüzden sımsıkı kapat gözlerini ve kalbinin dinlenmesine müsaade et. Suyun seni gerçekten iyileştirdiğini anladığında usulca arala göz kapaklarını ve seni izleyen gökyüzüne bak.
O an seninle göz göze gelmeyi bekleyen o yıldızı göreceksin. Göz göze geldiğinizde parıltısı artmaya başlayacak ve işte o an gözlerini sıkıca kapat.
Ve dileğini serbest bırak…
Bu sefer gözlerini bir daha kapatmamak adına açtığında anlayacaksın dileğinin gerçekleşmek için kayıp gittiğini…
Bazen dileklerin gerçekleşmesi için yıldızların kayıp gitmesine izin vermek gerekir..