Ruh çürürmüş. Aşktan değil aldığı yaralardan tükenirmiş. Bıkarmış artık yaralarını görmekten. Aldığı nefesin o bedene yetmediğini gördükçe kafeste hapsolmuş masum bir canlı gibi hissedermiş kendini. Zamanında bu kadar özgürken şimdi olduğu bedene sığamaz, gün ışığına haram hissedermiş. Çaresini bedenini oradan oraya savurmakta bulsa da yürüdüğü yolda gördüğü manzarada ceza gibi gelirmiş. Gecelere sığınırmış. Gözler kapandığında …